Scroll Top
Ataşehir, 8215/2. Sk. no:1/A, 35000 Çiğli/İzmir

Panik Atak

panik atak

Panik nedir? Panik atak belirtileri nelerdir?

Panik atak geçer mi? Panik atak tedavisi nedir?

Son zamanlarda hem ruh sağlığı uzmanlarının hem de hastaların sürekli kullandıkları bir terim haline geldi.

‘Bende panik atak var’

‘Yıllardır bunu yaşıyorum, bir türlü kurtulamadım’

‘Başlarda daha sık atak geçiriyordum, artık çok azaldı’

‘İlaçlarımı kullanmayı bırakamıyorum, tekrar panik atak yaşamaktan korkuyorum’

Bu cümleleri ve nicelerini panik atak yaşamış ya da tanısı almış kişilerden sık sık duyuyoruz. Genellikle de fiziksel belirti deneyimleri şu yönde oluyor; kalbin küt küt atması ya da kalp hızının artması-çarpıntı, terleme, titreme ya da sarsılma, soluk daralması ya da tıkanma, göğüs ağrısı ya da göğüste sıkışma, bulantı ya da karın ağrısı, baş dönmesi, ayakta duramama, sersemlik ya da bayılacak gibi olma, titreme, üşüme, ürperme ya da ateş basması, uyuşmalar (duyumsuzluk ya da karıncalanma duyumları), gerçekdışı olma hissi ya da kendine yabancılaşma, denetimini yitirme ya da “çıldırma” korkusu, ölüm korkusu, kulak çınlaması, boyun ağrısı, baş ağrısı, denetim dışı çığlık atma ya da ağlama.

Panik atak yaşamak, kişiyi oldukça yoran, sürekli iyi geldiği düşünülen yeni bir düzen kurmaya iten ve atakları geride bırakmak için sürekli arayışta bulunulmasına neden olan bir deneyimdir. Kişiler panik hastası olduğunu düşünebilir, fakat panik atak başlı başına ruhsal bozukluk olmaktan ziyade kaygıdepresyon gibi bozukluklara eşlik eden bir durum da olabilmektedir. Ayrıca fizyolojik olarak geçirilen bazı sağlık problemlerinde de ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenle atakların ruhsal işleyişten mi fizyolojik rahatsızlıktan mı kaynaklandığı karıştırılabilir. Konsültasyon içinde olmak bu hastalar için oldukça gereklidir.

Sıklıkla medikal yollarla iyileştirilmeye çalışılsa da terapi desteği de son zamanlarda herkesçe tercih edilen bir iyileşme yolu haline gelmiştir. Kimi zaman ilaçlarla sağlanan iyileşme belirli bir müddet sonunda başka başka formlarla yinelenebilmektedir ya da deneyimler aynı şekilde tekrar edebilmektedir. Bu nedenle terapi kalıcı sonuçlar adına oldukça etkili olmaktadır.

İyileşme’ daha iyiye gitme, olumlu yönde ilerleme anlamında kullanılmaktadır. Özellikle başlarda nedeninin pek anlaşılmadığı son derece rahatsız edici ‘panik atak’ adı verilen durumlar kişilerin; bir an önce, en kısa zamanda, hemen ve kesin olarak çözümler aramalarına, iyileşmeye çalışmalarına neden olmaktadır. Bu açıdan deneyimlerinin ne kadar rahatsız edici olduğu göz önünde bulundurulduğunda hemen sonuca ulaşma çabası oldukça anlaşılırdır. Fakat hızlı tedavi yöntemlerinin çekiciliği içinde çok yol denenip başarısızlık duygusuyla da baş etmeye çalışmak, uzun yıllar bu durumdan muzdarip kişiler için çok da yabancı bir durum değildir.

Tüm bunlar içinde gözden kaçtığını düşündüğüm bazı noktalara değinmek isterim. Panik atak tek başına bir bozukluk değilse, genel duygu durumuna eşlik ediyorsa acaba altta yatan, buna neden olan ve tetikleyen şey nedir? Vücudumuzun mükemmel yapısı sadece bedensel sağlıkla ilgili değil, ataklarla bize duygusal sağlığımızla ve bu alanda yolunda gitmeyen durumlarla ilgili de pek çok ipucu vermektedir. Fiziksel semptomlar bize neyi anlatmaya çalışıyor acaba? Mesela kalp çarpıntıları, nefes darlığı yüzünden toplu taşımaya binemeyen bir kişi neyden kaçınmaya çalışıyor? Hastaneye gidince bayılacak gibi hisseden biri aslında hastanede olmanın hangi yönüyle problem yaşıyor?

Tüm bu sorular ve daha fazlası hızlı çözüm arayışları içinde gözden kaçıp gidebilmektedir. Semptomatik tedavi yaklaşımında iyileşmeye, problemi çözmeye, daha iyi hissetmeye giden yolda ataklara odaklanıldığında nispeten kısa süreli olan ‘panik atağım geçti’ noktasına gelinebilmektedir. Bu tabi ki hep böyle olmasa da çoğunluğu oluşturduğu söylenebilir. Vücudumuzun bize vermeye çalıştığı mesaj ise derinliklerde kalmaya devam etmektedir.

Tanı ve tanı gruplarının bireyleri tek tipleştirdiğini düşünsem de terapide onları çıkış noktası almanın hem hastaya hem de terapiste yol gösterici olduğuna inanıyorum. Özellikle de kişinin öznel deneyimini esas alan Varoluşçu Terapi, kalıplardan yola çıkarak onlardan çıkmaya oldukça yardımcı olmaktadır. Her birey farklı olduğu gibi her nefes darlığı yaşayan panik atak hastası nefes darlığını da farklı deneyimlemektedir. Bireysel Terapi sürecinde kişinin kendi deneyiminde kalması ise iyileştirici olup kendine yaklaşması ve temas etmesine de yardımcı olmaktadır. Panik duygusunun kaynağı, daha uzun soluklu terapilerde bulunabilmektedir.

Benzer gönderiler