Scroll Top
Ataşehir, 8215/2. Sk. no:1/A, 35000 Çiğli/İzmir

Proje Çocuk

proje cocuk

Son Zamanların Gözde Trendi: Proje Çocuk

Proje çocuk nedir?

              “1990 ve 2000’ lı yıllarla beraber Türkiye; üniversite mezunlarının sayısının artmasıyla, bilgi ve olanakların kişilere hızlı şekilde gelmesiyle, teknoloji çağında ve sürekli gelişim – değişim içinde bulunmasıyla beraber, ciddi potansiyele sahip; bilinçli, bilgili ve çağa ayak uydurmuş yetişkinlere sahip olmuştur. Bu açıdan bakıldığında dünya ülkelerine ayak uydurabilmekte ve kendisine lider ülkeler içinde yer bulabilmektedir. Artık daha çok kız çocuğu okumakta, daha çok kadın kariyer yapmakta, cinsiyetçilik bu anlamda azalmakta ve toplumun her kesimi dünyada olan bitenden haberdar olarak hedeflerini büyütmekte. “

         Resmin bütünü böyleyken kavram tanımı ise şu şekildedir: Her şey daha ileriye giderken tam da hedeflerin büyüdüğü sırada yetişkinler, tabiri caizse ne fırsatlar kaçırdığının ve dünyadaki diğer insanların imkanlarının farkında varmaktadır. Bunlara hayıflanırken hayat bir şekilde akıp gitmekte; bu kitle zamanla çocuk sahibi olmakta ya da çocukları büyüyüp hayatlarında kendi sorumluluklarını alma seviyesine gelmektedir. “Proje Çocuk” tam da böyle bir düzen içinde ortaya çıkan bir kavramdır ve iki şekilde görülmektedir:

  1. Kendi tercihlerini yapmasına imkan verilmeyen, hayatını her alanda düzenleyen ve onların yerine konuşup onların yerine kararlar veren ebeveynlere sahip çocuklar: Proje Çocuk. Bu çocuklar hayatlarında bakım verenlerine bağlı olabilen, bağımsız karar vermede zorlanan profilde olabilirler.
  2. “Bir tane olsun en iyisi olsun” anlayışıyla ebeveynlerin tüm imkanlarını seferber edip farkında olmadan izole edilen; okul kalitesi ve yaşam standardının düşmemesi, anne baba ilgisini yoğun bir şekilde alması ve hobileriyle zevklerinden herhangi bir nedenle mahrum kalmaması için tek olmaya mahkum olan çocuklar: Proje Çocuk. Bu çocuklar ise yaşamış oldukları izole durumdan dolayı içe kapanma ya da aşırı dışa dönük olma yelpazesi arasında gidip gelebilirler.

İki ayrı anlayışla dünyaya gelen ve büyütülen çocuklar için bu durumun, her konuda olduğu gibi avantajlı ve dezavantajlı taraflar içermektedir.

Avantajları;

  • Önlerine aileleri tarafından konulan seçenekler çok fazla olmaktadır.
  • Seçenekler fazlalaştığı için çocuğun hayatına istediği gibi yön vermesi kolaylaşabilmektedir.
  • Zaten zor olan hayat şartları içinde yer edinmesi daha kolay ve konforlu olabilmektedir.
  • Dünya görüşü gelişen çocuğun farkındalığı artmakta, çevresinde olan bitenle ilgili daha çok fikir sahibi olabilmektedir.
  • Yetişkin hayatının ayrılmaz parçası olan iş hayatını kendi istekleri doğrultusunda geliştirip değiştirebilmektedir.

Dezavantajları;

  • Özellikle ikinci tanımdaki amaçlara sahip ailelerin çocukları tek çocuk olarak hayatlarını sürdürmektedir. Bu çocuklar zamanla bencilleşebilmektedir.
  • Paylaşma, yardımlaşma, tartışma, kendini ifade etme ve duygularını doğru şekilde dışa vurma gibi becerileri, çocuklar sosyalleştikleri oranda kazanmaktadırlar. Tek olan çocuk bu konularda her zaman için daha az deneyime sahip olabilmektedir.
  • Erken sosyal deneyime sahip olamayanlar ise her şeyin onlara sunulmasına alışmakta ve gerçek sosyal hayatta ilgi ve alakanın üzerlerinden çekilmesiyle kendilerini kötü hissedebilmektedirler.
  • Çok fazla seçeneğe sahip olan çocuklar bir alanda uzmanlaşma ve tercihlerini sürdürebilme konusunda problem yaşayabilmektedir. Bu tip çocuklar genelde ‘maymun iştahlı’ olarak adlandırılabilmektedir.
  • Çoğu şeye erişim olanağı, çocukların kendilerine hedef koyma ve ona ulaşmak için gerekli çabayı gösterme konularında sıkıntı yaşamalarına neden olabilmektedir.
  • Ulaşması gereken gerçek hedefleri olmayan çocuklarda hırs duygusu gelişmeyebilmekte, hayatta mutlu olmalarını sağlayacak çok fazla şey göremeyebilirler.
  • Ergenlik döneminde aileleri tarafından da bu sefer hayatlarında bir amaca sahip olmadıkları ile ilgili şikayetler alınabilmektedir.
  • Seçim yapmak, seçimlerinin sorumluluğunu almak ve sonuçlarıyla yüzleşmek konusunda deneyimsiz olabilmektedirler.
  • Seçimleri aileleri tarafından yapıldığından sorumluluk duygusu gelişmeyebilmekte, sonuçları ailelere yükleyebilmektedirler.
  • Aileler çocuklarını belli bir yaştan sonra ‘sorumsuz’ olarak adlandırabilmektedirler.
  • O güne kadar tercih yapmaya ve bu nedenle bazı şeyleri feda etmeye alışkın olmayan çocuklar, zamanı geldiğinde hayatlarıyla ilgili karar alabilmekte zorlanıp ailelerinden destek alma arayışına girebilirler.
  • Sorumluluk duygusu gelişmemiş ve kararsız olan çocuklarda geç olgunlaşma görülebilmektedir. Bu nedenle hayata atılmaları da geç olabilmektedir.
  • Proje çocuğa sahip olan aileler, belirli bir zaman sonra çocuklarının problem yaşadıkları alanlarda danışmanlık talebinde bulunabilmektedirler.
  • Danışmanlık sürecine dahil olma konusunda, problemin çocuklarında olduğunu düşündükleri için sıkıntı yaşayabilmektedirler.
  • Çocuklara dair beklentiler, onların bugüne kadar alışkın oldukları çocuk yetiştirme tarzlarından farklı olduğu için bir problem olduğunu düşünmeyebilmektedirler.
  • Sorunu benimsemeyen aile fertleri ile danışmanlar çözümsüz kalabilmektedirler.

Çocuk Terapisi ile ilgili ayrıntılı bilgi için tıklayınız.

Ergen Terapisi ile ilgili ayrıntılı bilgi için tıklayınız.

Benzer gönderiler