Scroll Top
Yalı Mahallesi, 6436 sokak no:50 daire:25 Karşıyaka/İZMİR

Disleksi Nedir?

disleksi nedir

DİSLEKSİ

ÖZGÜL ÖĞRENME BOZUKLUĞU

ÖZGÜL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ; NAM-I DİĞER DİSLEKSİ NEDİR NE DEĞİLDİR?

            Eski tanımı ile Özgül Öğrenme Güçlüğü, yeni yaklaşımla Özgül Öğrenme Bozukluğu, herkesin bildiği tabirle Disleksi; normal ve normal üstü zekaya sahip bireylerde görülen, akademik ve günlük yaşantıda zorlanmalarla kendini gösteren bir Nörogelişimsel Bozukluk’ tur.

            Bu bozukluğa genel olarak disleksi denilmesi çok sayıda hatalı yargıyı beraberinde getirmektedir. Özgül Öğrenme Bozukluğu bir çatı tanıdır. Öğrenme becerisinin çeşitli alanlarında zorlanmalar yaşayan bireyleri ifade etmektedir. Bu alt alanların en yaygın olarak bilineni kişinin okumada zorlandığını ifade eden; disleksidir. Her disletik birey öğrenmede güçlük yaşar fakat her öğrenme güçlüğü yaşayan birey disletik değildir. Diğer alt alanları ise yazılı anlatım güçlüklerini ifade eden; disgrafi, sayısal / matematiksel güçlükleri ifade eden disgrafi ve son olarak motor, planlama ve işlemleme becerilerinde zorlanmaları ifade eden dispraksidir.

            Türkiye’ de görülme sıklığı oranları ilgili kaynaklarda değişiklik gösterse de %5 ile 15 arasında olduğu düşünülmektedir. Cinsiyete dayalı yaygınlık farklılığı görülmemektedir. Bununla beraber tanılama toplumda yükselen bir ivme göstermektedir. Bunun nedeni ise Özgül Öğrenme Bozukluğu / Disleksi ’ nin yaygınlığının artması değil, hem eğitimcilerin hem de ailelerin yıllarca gerçekleştirilmiş farkındalık kampanyaları ve seminerleri ile birlikte daha bilinçli olmalarıdır. Böylece daha çok çocuk doğru tanı ve yönlendirmeyle kendine dair farkındalığı yüksek hayatlar yaşamaktadır.

            Çocukların öğrenmede yaşadığı güçlüğün temeli aynı zamanda dikkat eksikliğinden de kaynaklanabilmektedir. Klinik olarak bakıldığında dikkat eksikliği belirtileri içinde aynı zamanda ‘öğrenmede güçlük yaşar’ tanımı da vardır. Bu nedenle bu iki tanı grubu birbiriyle karıştırılıp hatalı yönlendirmeler yapılabilmektedir.

Bunun yanında öğrenme güçlüğü ve dikkat eksikliği komorbid, yani eş zamanlı görülebilen tanılardır. Bu durumlardan yalnızca biri çocukta görülebileceği gibi ikisi aynı anda da bulunabilmektedir. CAS Testi ya da WISC-4 Zeka Testi ile ölçme ve değerlendirmenin alanında uzman olan kişiler tarafından yapılması, zaman kaybetmeden uygun müdahalelerde bulunulabilmesi açısından önemlidir. Çünkü iki bozukluğun müdahale şekilleri birbirinden farklıdır. Öğrenme bozukluğuna, çocukların farklı öğrenme stillerinin keşfi ve desteklenmesi için sadece eğitsel olarak müdahale edilebilmektedir. Dikkat eksikliğinde ise eğitsel destek de verilebileceği gibi ilaç tedavisi öncelikli müdahale yöntemidir.

            DSM-5 Tanı Ölçütleri Kitabı’ na göre Özgül Öğrenme Bozukluğu (alıntıdır); sözcük okumanın yanlış ya da yavaş ve çok çaba gerektiriyor olması, okunanın anlamını anlama güçlüğü, harf harf söyleme/yazma güçlükleri, yazılı anlatım güçlükleri, sayı algısı, sayı gerçekleri ya da hesaplama güçlükleri, sayısal uslamlama (akıl yürütme) güçlükleri olarak görülmektedir. Kişide bunlardan sadece biri ya da pek çoğu görülebilir. Böyle durumlarda ailelerin ve eğitimcilerin çocuğu bir uzmana yönlendirmeleri gerekmektedir.

            Öğrenme bozukluğu, çocuğun akademik yaşantısı ile başlıyormuş gibi görünse de aslında kendini çok daha önceki yaşlarda gösterebilmektedir. Çünkü öğrenme, yaşamımızın ilk aylarında dış dünyayı fark etmeyle başlar (ben ve annem) ve ölene kadar devam eder. Artık öğrenme bozukluğunun okul öncesi belirtileri bilinmekte, eğitimle erken müdahalelerde bulunabilmektedir.

Okul öncesinde; emekleme ve yürüme süreçlerinde bazı basamakların atlanması ya da çok hızlı geçilmesi, konuşma gecikmesi, kavramların karıştırılması, telaffuz (artikülasyon) problemleri, sesleri algılama ve ayırt edilmesinde zorluk yaşanması, ince motor becerinin yaşıtları düzeyinde olmaması, kalem/makas tutma ve kullanmada, boyama çalışmalarında zorluk yaşanması, tekerlemelerin akılda tutulmasında zorlanılması, ritim, ses ve hareketli etkinliklerde senkronizasyonun sağlanamaması gibi pek çok durum, disleksinin yani öğrenme bozukluğunun belirtisi olabilmektedir.

            Akademik yaşantıya geçildiğinde ise çocuklar çok daha gözle görünen ve dikkat çeken zorlanmalar yaşamaktadırlar. Bunların en belirginleri; okurken harf karıştırma, satır atlama, sesleri birleştirmede zorlanma, sayıları sıralama, dört işlemde ileri ya da geri saymada zorlanma, kalem tutuş güçlüğü, yazmada ve dikte çalışmalarında zorlanma, bilgileri akılda tutma ve bilgiyi geri getirme, 5N1K sorularında cevapları bulamama ile başlar ve yaşla beraber çocuktan beklenen akademik performansı göstermede zorlanmayla devam eder.

            Bazı durumlarda çocuklar ileriki yaşlarda yaşıtlarından geri kalabilmektedir. Belirli sınıfa kadar zorlanmadan gelmiş olmaları devamında zorluklar yaşamayacakları anlamına gelmez. Bu bağlamda aileler ve eğitimciler yanılgıya düşmemeli, yaşın ilerlemesiyle beraber gelen öğrenme bozuklukları göz ardı edilmemelidir.

            Unutulmamalıdır ki; Özgül Öğrenme Bozukluğu yani disleksi, bireysel destek eğitimle sağaltılabilmektedir ve hastalık değildir.

Disleki ile ilgili çalışmalar;

Okullarla Yapılan Çalışmalar

Başlatılan Projeler

Benzer gönderiler

bir yorum bırakın

Yorum yapmak için giriş yapmış olmanız gerekir.