Terapi ve Danışmanlık Süreçleri nde Esneyebilmek
Terapi ve danışmanlık süreçleri, günlük dilde ve arama motorlarında ‘çocuk’, ‘ergen’, ‘yetişkin’ ve ‘çift’ gibi keskin sınırlarla ayrılmış görünmektedir. Bu durum internette arama seçeneklerini düzenlemekte ve uzmanların yetkin oldukları alanların görülebilmesinde oldukça işlevsel olsa da başlatılan danışmanlık ve terapi süreçlerinde keskin sınırlar beklemeye de neden olabiliyor.
Peki herhangi bir konuyla ilgili bir uzmana başvurulduğunda bu durum neye dönüşebilmektedir?
Herkes kendisine göre önemli konu başlıkları dahilinde alanında uzman kişilere başvurmaktadır. Bu, kendimize uygun bir yol bulabilmek adına oldukça geçerli ve anlaşılır bir bakış açısıdır. İhtiyacımızı belirleriz, araştırır ve harekete geçeriz.
Terapi ve danışmanlık süreçleri nde uzmanla gerçekleştirilen görüşmelerde, başvurulan konu dışında da kişinin kendisine ve yaşantısına dair pek çok şeyden bahsetmesi, kişiler tarafından kimi zaman hedeflerden sapma, öngörülemez bir süreç içinde olma gibi pek çok düşüncenin doğmasına neden olabilmektedir. Keskin sınırlarla başlanan süreç daha esnek hale gelebilmektedir.
Terapi ve danışmanlık süreçlerinde bu sınırlar kimi zaman engelleyici olabilmektedir. Aslında insana dair her alan, gerçekleştirilen görüşmelerin içeriklerini oluşturabilir. Bu bağlamda akla ‘esneyebilme’ kavramı da gelmektedir. Terapi ve danışmanlık süreçleri nde esneyebilmek, sözcüğün gerçek anlamının dışında kişinin kendisi ile ilgili düşünebilme kapasitesini de ifade etmektedir.
Çocukları için başvuran ebeveynler süreç içinde kendilerini sanki bir ‘hedefmiş’ gibi görebilmektedir. Bu durum, kendilerine dair pek çok duygunun doğmasına neden olmaktadır. Zaman zaman süreci yürüttükleri uzmana da buna dair rahatsızlıklarını dile getirmektedirler. Bunun dışında ilişkilerde yaşadığı problemler nedeniyle başvuruda bulunan biri kimi zaman ilişkilerinden minimumda bahsetmektedir. Farkında olduğunda da kendini konudan çok uzaklaşmış ya da sapmış hissedebilmektedir.
Tüm bunlar biz insanların tek bir yönümüzün olmamasından kaynaklanmaktadır. Biz başlı başına eş, arkadaş, ebeveyn değiliz; hem ebeveyniz hem evladız, hem birilerinin sevmediği biriyiz hem çok sevileniz, hem anne/babayız hem de eşiz ya da kadın ve erkeğiz. Hiçbir zaman tek bir açıdan var olmadık ve olmayacağız. Benliğimizi, bizi oluşturan tüm sıfatlar iç içe geçmiştir ve yaşantımızı tek bir rolden yola çıkarak deneyimlemeyiz.
Çocuğu için başvuran ebeveynler danışmanlık ve terapi süreçleri nde pek çok karmaşık duygular içindeyken görüşme odasına aslında kendi çocukluklarını ve ebeveynlerini de getirmektedir. İlişki problemleri için başvuran kişi kendi aile süreçleriyle de odada var olur. Bir bütünlük içindeyiz ve parçalardan oluşmayız. Her bir parçamız birbirini direk etkilemekte birbirinden oldukça etkilenmektedir.
Danışmanlık ve terapi süreçleri nde seanslar içinde dile gelen ve hissedilen hiçbir şey fazladan ve konu dışı değildir. Hepsi çocuğumuza, meselelerime ve daha geniş anlamda ‘bize’ dairdir.
Bir diğer merak edilen mesele ise terapi içinde ne konuşulacağıdır. ‘Terapide Ne Konuşulur?’ blog yazısı için tıklayınız.