Scroll Top
Ataşehir, 8215/2. Sk. no:1/A, 35000 Çiğli/İzmir

Ayrılma Kaygısı

ayrilma kaygisi

Ankiyete Bozukluğu; Ayrılma Kaygısı Bozukluğu

AYRILMA KAYGISI BİR TEK ÇOCUKLARDA MI GÖRÜLÜR?

            Kaygı bozukluğu, ayrılma anksiyetesi, bağlanma problemi, çocuklarda ayrılma kaygısı, yetişkinlerde ayrılma kaygısı, anksiyete bozukluğu

Ayrılma Kaygısı / ayrılma anksiyetesi genelde çocuklarda karşılaştığımız bir durum gibi görülmektedir. Anne babasından ayrılmakta zorlanan, okula başlamak ve evden ayrılmakta zorlanan çocuklar bize daha tanıdık, daha aşinadır. Akabinde anne çocuk bağlanmasına bakmak, çocuktaki huzursuzluğun kaynaklarını bulmaya yardımcı olmasının yanında çocuğun kaygılarını azaltabilmek adına hem uzmana hem ebeveyne yol haritası sunmaktadır.

Peki yetişkinler ayrılma kaygısı yaşar mı?

Aslında ‘çocukluğunuza inelim’ kalıbını kimi zaman espri kimi zaman gerçek mahiyette kullansak da ayrılma kaygısında, kaygının temellerinin nerede atılmaya başlandığı ile ilgili ipuçlarını gözler önüne sermektedir. Yaşantımız bir bütündür, kaç yaşında olursak olalım geçmişe bakarak bugünü değerlendirmek bu yüzden mühimdir.

Ayrılma Kaygısını fark edebilmek için duygusal olarak bağlı olunan kişilerden fiziki olarak uzaklaşmanın yarattığı duygulara bakmak gerekmektedir. Bu duygunun çoğunlukla kaygı ya da korku olduğu düşünülse de her bireyin bu durumu farklı deneyimlediği bir gerçektir. Duygular kimi zaman birbirine geçebilir ya da duyguyu fark etmek kimileri için çok zor olabilir. Bu nedenle genel olarak; evden ya da bağlanılan kişiden uzaklaşma sonucunda yaşanan huzursuzluk, sevilen kişilerin başına bir şey geleceği ve onları herhangi bir sebepten kaybetme düşüncesi, bunlara bağlı olarak bedensel tepkiler verilmesi, bu düşüncelerle ilgili rüyalar görülmesi durumlarının yaşanıyor olmasına dikkat edilmelidir.

Genel geçer bilgiler içinde; huzursuzluk koşulu ‘evden ya da bağlanılan kişiden uzaklaşma’ olarak ifade edilse de bu ikisi aslında aynı şeyi göstermektedir. Hatta fiziki olarak uzakta olmaya da gerek yoktur. Ortak paydaları; var olmamıza tanık olan, kendimizi güvende ve ait hissettiğimiz, bize çatı olan ve bizi koruduğuna inandığımız her kişi ya da yerin ‘artık olmayacağı’ düşüncesidir. Var olmamızı kanıtlayan, varlığımıza ayna tutan kişi ya da yerlere olan ihtiyaç doğumumuzla başlamakta, yer ya da yön değiştirse de ölene kadar devam etmektedir. Bunların olmaması ise var olmamıza tehdit hale gelmektedir. Bu tehdidin yarattığı güçlü duygular ‘ayrılma kaygısı olarak tanımlanan durumun temellerini oluşturmaktadır.

Bozukluk olarak tanımlanan her durum, kişileri kategorize etmeye ve öznel deneyimleri gözden kaçırmaya neden olsa da kişilerin ne yaşadığını anlamlandırabilmesi, terapiye çıkış noktası oluşturması açısından ön plandadır. Süreç içinde kişinin kendi deneyimine dönmesi ise kendine uygun yollar bulmasını sağlamaktadır.

Yetişkin Terapisi ile ilgili ayrıntılı bilgiler için tıklayınız.

Varoluşçu Terapi ile ilgili ayrıntılı bilgiler için tıklayınız.

Benzer gönderiler