Scroll Top
Ataşehir, 8215/2. Sk. no:1/A, 35000 Çiğli/İzmir

Çocuklarda Model Alma

model alma

Çocuklar Model Alarak Öğrenir

Çocuklarda model alma, çocuklara rol model olma, model olma nedir

Psikoloji geçmişinde sosyal öğrenme denilince akla ilk gelen kişi Albert Bandura’ dır. Biz psikologların ilgilendiği kısım geliştirdiği kuram ve deneylerken; sizlere bunu “çocuklarınızın sizi model aldıkları ve size benzer davrandıkları” şeklinde yansıtıyoruz.

Peki aslında nedir sosyal öğrenme
Kişiler diğer kişilerin hareketlerini taklit yoluyla ya da bilişsel olarak işlemeyle (akıl ve yordama süreçleriyle) öğrenebilirler. Biz danışma süreçlerinde buna model alma diyoruz. Siz ebeveynlerin sıkça duyduğu bu kavram aslında 1963 yılında gerçekleştirilen Bobo Doll (bizim kültürümüzde hacıyatmaz) deneyine dayanmaktadır. Burada çocuklar üç gruba ayrılmıştır. Birinci grup 12 kız ve erkekten oluşan agresif gruptur ve hacıyatmaza sert davranan kadın ve erkekler izlettirilmiştir. İkinci grup 12 kız ve erkekten oluşan sevgi grubudur ve hacıyatmaza güzel davranan sevgi gösteren erkek ve kadınlar izlettirilmiştir. Son grup ise kontrol grubudur ve buradaki 12 kız ve erkek çocuğuna hiç bir şey izlettirilmemiştir.

Kız ve Erkek çocuklar izledikleri şeyleri model olarak almış ve hacıyatmaza ona göre davranmışlardır. Agresif şeyler izleyenler aynı şekilde davranmış, sevgi grubu da sevgi ve güzel davranışlar sergilemişlerdir. Kız çocuklar kadınları, erkek çocukları ise erkekleri rol model olarak almışlardır. Kontrol grubu ise agresif gruba göre çok daha az agresif davranış sergilemiştir. Aynı zamanda çoğunlukla kız çocukları deneydeki çocukları, erkek çocuklar ise erkekleri model almaktadır.


Deney, bilimsel olarak cinsiyetler içinde uzmanlara çeşitli bilgiler sağlamış, kuşkusuz psikolojiye ciddi katkıları olmuştur. Fakat burada model alma ya da model olma kavramlarından tek kastedilen cinslere özgü davranışların çocuklar tarafından kopyalanması değildir. Bunu dışında; ebeveynlerinin olaylara yaklaşımı, olaylar karşısındaki duruşu, duygulanımı, problem çözme becerisi gibi pek çok konu çocuklar tarafından yüksek dikkatle izlenmektedir. Danışmanlık süreçlerinde ailelerin belirttiği, kendi kişisel kaygılı, takıntılı ya da depresif hallerini çocuklarına yansıtmadıkları bilgisi bu noktada maalesef ki geçerliliğini yitirmektedir. Çocuklar, yetişkinlerin aynasıdır. Davranış taklidinin yanı sıra bilişsel, duygusal ya da düşünsel olarak da ebeveynlerini taklit etmeleri kaçınılmazdır.

Benzer gönderiler

bir yorum bırakın

Yorum yapmak için giriş yapmış olmanız gerekir.